Radyo Slow Time yıllar boyu en romantik, büyüleyici ve etkileyici aşk şarkılarıyla sizi aşkın ne demek olduğunu anlatan şarkılarıyla buluşturdu. Eşinizle veya sevgiliniz ile yıldönümlerinizde, sevgililer gününde, doğum günlerinizde veya romantik bir gecenizde sizlere eşlik edebilecek duygularınızı ifade edebilecek müzikler yalnızca slow time'da. İnternet üzerinden, telefonlarınızdan, televizyonlarınızdan ve radyolarınızdan dinleyebileceğiniz Slow Time FM istekleriniz üzerine eşinize, sevgilinize ve arkadaşlarınıza hediye etmek istediğiniz şarkıları da çalıyor. Yıllardır slow şarkıları ile ilk dinlediğimiz radyo slow time olmuştur. İş ve hayatta ki zorluğu ve sıkıntısı tam bir baş belasıdır. Slow Time FM sizlere trafikteyken bile hayatın renkli tarafını tattıracak ritmi yakalatacaktır. Slow Time radyo internet üzerinden de dinleyerek bize ulaşıp mesajlar yazabilir istek parçalar isteyebilirsiniz. Üstelik müzik dünyasından ilk haberleri slow time internet adresinden öğrenebilir, haftanın röportajı bölümünden sevdiğiniz sanatçıları yakından tanıma fırsatı bulabilirsiniz. En yeni ve en çok dinlenen slow parçaları sizle için derleyen Slow Time radyo hep yanınızda. Kulaklarınız Slow Time ile pas tutmaz.

Bazı sesler vardır ki, kalpte özel bir yer kaplar ve ruhu sükûnete kavuşturur. Radyo Slow Time, işte tam da bu seslerin, bu sükûnetin yayınlandığı bir stüdyodur. 2011 yılından bu yana hayatımızın bir parçası olan bu istasyon, kalbinin sesi olarak tanındı. O dönemlerde İstanbul’un tınılarıyla karışan 91.2 frekansından yükselen bu melodik sesler, şehrin karmaşasında bir nefes alış, bir mola gibiydi. Geçmişte ülkemizin birçok beldesinde frekansa sahip Radio Slow Time “kalbinin sesi” veya “kalbinin sesini dinle” sloganlarıyla hep akıllarda kalmayı başarmıştı.

Slow Time, adından da anlaşılacağı üzere slow müzikleri benimsemiş, bu benimsemenin ötesine geçerek bu türün Türkiye’deki en büyük temsilcilerinden biri olmuştur. Radyonun tınıları, özellikle romantik duyguları harekete geçiren şarkılarla süslenmiş, aşkın ve hüznün en içten yansımalarını bizlere ulaştırmıştır. Bu müzikal serüven, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere birçok yerde genç dinleyiciler tarafından benimsendi.

Medya kuruluşu yayınlarını sadece müzikle sınırlı tutmadı. Profesyonel yayıncıları sayesinde, Kerem Öztürk’ten Berna Kaytaz’a, Şehnaz Aygül’e kadar birçok başarılı programcıyı bünyesinde barındırdı. Ancak Slow Time’ın sadece bir radyo istasyonu olmadığını, bir müzik kültürünü temsil ettiğini anlamak için onun değişim sürecini incelemek gerekiyor.

2014 yılında radyo, yayın formatında güncellemelere giderek, “Hayatın tadını çıkarmak için şimdi tempoyu düşürme zamanı” sloganıyla dinleyicilere yeniden merhaba dedi. Ancak zamanla radyoların ve medyanın dönüşümüne tanık olduk. Kasım 2019’da Radyo Slow Time, karasal yayınlarını sonlandırdı ve tamamen dijital bir platforma geçiş yaptı. Bu, onun sonu değil, aksine yeni bir başlangıçtı. Artık stüdyo, Slow Time mobil uygulamaları üzerinden dinleyicilerine ulaşıyor. Bu dijital dönüşüm, Slow Time’ın basit bir stüdyo olmadığını, bir yaşam tarzı, bir kültür olduğunu gösterdi.

Günümüzde, Slow Time’ın dijital varlığı, onun zamanın ruhuna ayak uydurduğunu ve teknolojik yeniliklere adapte olabildiğini gösteriyor. Ancak temelde, Radio Slow Time hâlâ o eşsiz melankoliyi, o duygusal yoğunluğu bizlere sunuyor. Slow Time, modern dünyanın hızına bir mola, dijital çağın ise melankolik nefesidir. Her ne kadar frekansta olmasa da, kalplerde ve sanal dünyada yankısını sürdürüyor. Ve belki de bu, onun gerçek gücüdür.